Ayşe ve Aleyna Güçlü Dostluğu

Bir köyde yaşayan neşeli Ayşe ve cesur Aleyna, güçlü dostluklarıyla herkesin sevgisini kazanmışlardı. Bir gün büyük bir fırtına köylerini etkileyince, iki arkadaş el ele vererek köylülere yardım ettiler. Köy meydanını temizleyip zararları onarmaya çalışırken, birlikte çalışmanın ve yardımlaşmanın önemini vurguladılar. Çabalarının karşılığında köy halkı tarafından altın madalya ile ödüllendirildiler. O günden sonra, hem dostluklarını güçlendirdiler hem de köydeki dayanışmanın simgesi oldular.

Ayşe ve Aleyna Güçlü Dostluğu

Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ortasında, her köşesi çiçeklerle dolu, nehirlerin şırıl şırıl aktığı bir köy vardı. Bu köyde, Ayşe adında neşeli ve yardımsever bir kız yaşardı. Ayşe, her sabah güne gülerek başlar, köydeki tüm hayvanlara ve bitkilere özenle bakardı. Onun en yakın arkadaşı ise Aleyna’ydı. Aleyna, çok akıllı ve cesur bir kızdı. Fakat, Ayşe gibi dışa dönük değildi; bazen yalnız kalmayı sever, kitaplar arasında kaybolurdu. Ama Ayşe’nin yanında, her zaman gülümseyen bir yüzü vardı.

Ayşe ve Aleyna birbirlerini çok severlerdi. Aralarındaki dostluk o kadar güçlüydü ki, nereye gitseler birbirlerinden ayrılmazlardı. Birlikte çok şey keşfetmiş, çok şey paylaşmışlardı. Ancak bir gün, köylerinde büyük bir fırtına kopmuş, her şeyi alt üst etmişti. Ayşe ve Aleyna da bu fırtınadan etkilenmiş, evlerinin çevresindeki ağaçlar devrilmiş, bazı yollar kapanmıştı. Fırtına sonrası, köy halkı zor durumda kalmıştı.

Ertesi sabah, Ayşe ve Aleyna sabahın erken saatlerinde buluşmak için anlaştılar. Ayşe, Aleyna’ya fırtınanın izlerini görmek için gelmesini söyledi. Aleyna, sabah erkenden Ayşe’nin evine gitti. “Merhaba Ayşe!” diye seslendi. “Hazır mısın? Hadi bakalım, fırtınanın neler yapmış olduğuna bakalım.”

Ayşe, elinde büyük bir sepetle Aleyna’ya doğru yürüdü. “Hazırım!” dedi. “Ama önce bu sepeti almak ister misin? İçinde bazı eski kitaplarım var, birlikte okuyabiliriz.”

Aleyna gülümsedi. “Ayşe, senin kitaplarına bayılıyorum. Ama bugün önce fırtınanın etkilerini görmek istiyorum. Sonra kitapları okuruz, söz veriyorum.”

İki arkadaş, yıkılan ağaçların arasından geçerek köyün meydanına doğru ilerlediler. Yol boyunca, devrilmiş ağaçlar ve kırılmış taşlarla karşılaştılar. Köy halkı, zarar gören evleri onarmak için çalışıyordu. Ayşe ve Aleyna, el birliğiyle köylülere yardım etmeye karar verdiler.

“Bize nasıl yardımcı olabiliriz?” diye sordu Ayşe, köyün en yaşlı kadını olan Zeynep Teyze’ye.

Zeynep Teyze, gözleri dolu dolu, “Çocuklar, çok iyisiniz. Ama bugün yardıma ihtiyacımız olan en önemli şey, evlerimizin etrafındaki çöpleri temizlemek. O kadar çok ağaç dalı var ki… Yardımcı olursanız çok sevinirim.”

Ayşe hemen sepetindeki kitapları Aleyna’ya uzatarak, “Aleyna, bu kitapları sen taşı, ben de çöpleri toplayıp temizlemeye başlarım,” dedi.

Aleyna, önce biraz şaşkınlıkla Ayşe’ye baktı ama sonra gülümsedi. “Tamam, Ayşe. Bu kadar kitabı taşımak kolay değil ama seninle her şey çok eğlenceli oluyor.”

İki arkadaş, köy meydanını temizlemek için büyük bir çaba harcadılar. Hem çalışarak, hem de gülerek vakit geçirdiler. Ayşe, aldığı her dalı parçalara ayırarak topladı ve Aleyna’ya verdi. Aleyna da tüm kitapları dikkatle taşıyor, kimseye zarar vermemek için dikkat ediyordu.

Bir süre sonra, köy halkı onlara teşekkür etmek için toplandı. Köyün başkanı, yaşlı Hasan Amca, Ayşe ve Aleyna’ya birer altın madalya takdim etti. “Bu altınlar, sizin gibi güçlü ve yardımsever çocuklara aittir,” dedi. “Sizler, dostluğunuz ve yardımseverliğinizle köyümüzü daha güzel bir yer haline getirdiniz. Hep birlikte daha güçlü olacağız!”

Ayşe ve Aleyna, madalyalarını gülümseyerek kabul ettiler. Ancak Ayşe, başkanı dinlerken, gözleri Aleyna’nın elindeki kitaplara takıldı. “Aleyna,” dedi, “bugün bizim için çok önemli bir gündü. Ama belki de en güzel olan şey, birlikte vakit geçirebilmemizdi. Dostluk, tıpkı bu kitaplar gibi değerli ve paylaşıldıkça güzelleşiyor. Seninle her anı paylaşmak çok güzel.”

Aleyna, Ayşe’yi dinlerken, gözlerinde bir parıltı belirdi. “Evet Ayşe,” dedi, “dostluk en güzel şey. Ama ben, bu kitapları paylaşmayı da çok seviyorum. Hem kitaplar hem de dostluk insanı büyütüyor, büyüdükçe her şey daha anlamlı oluyor.”

O günden sonra, Ayşe ve Aleyna daha da yakın arkadaş oldular. Her gün, bir araya gelerek hem köydeki insanlara yardım etmeye devam ettiler, hem de zaman zaman birlikte kitap okuyarak yeni dünyaların kapılarını araladılar. Ayşe, bazen Aleyna’ya eski köy hikayelerini anlatır, Aleyna ise ona hayal gücünün en renkli dünyalarını sunardı. Ve her zaman, paylaşmanın ve dostluğun en değerli şey olduğuna inanarak, hayatlarına devam ettiler.

Bir gün, Ayşe ve Aleyna, birlikte bir kutlama yapmaya karar verdiler. Tüm köy halkını davet ettiler. Zeynep Teyze’nin yaptığı nefis kurabiyeler, Hasan Amca’nın getirdiği taze meyveler ve köyün çocuklarının oyunlarıyla eğlenceli bir akşam geçirdiler. Bu kutlama, dostluklarını kutlamak, yardımlaşmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlamak için bir fırsat olmuştu.

Gecenin sonunda, Ayşe ve Aleyna el ele tutuşarak, “Bizim dostluğumuz her şeyden değerli,” dediler.

Ve o günden sonra, Ayşe ve Aleyna’nın hikayesi, köydeki herkesin kalbinde sevgiyle anıldı. Herkes, birbirine yardım etmek için daha çok çalıştı, paylaştı ve dostluğun gücünden ilham aldı.

Evet çocuklar, ımız burada bitiyor. Siz de Dostluk ve Paylaşım Hikayeleri kategorisinde bir masal yazıp bize gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uykuya dalacak. 

Ayse ve Aleyna Guclu Dostlugu 2

Masal Abisi

Masal Abisi Olarak Değerli Okuyucularımıza Özgün ve Kaliteli Masallar Okuyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu